Sayfalar

7 Ocak 2008

après

çok garip şeyler silsilesi içerisindeyim ve onlarla birlikte akmaktayım. kaldırıma çıkıp bi' anlığına izlesem akanı belki çözeceğim ama ulaşamıyorum ki, adımlarım öyle tutuk ki. kıpırdayamadan kalıyorum akıntının içinde, sürekli değişen şartlar, olması gerekenlerin olmamasının tutması beni adeta felç ediyor. öyle tarifsiz bi' isteksizlik var ki içimde, her şey günden güne batsın ama ben yine de kolumu kaldırıp hiç bir şey yapmayayım istiyorum..


sonra..



sen çıka geliyorsun yara bere içerisinde, benden farksızsın. canın o kadar yanmış ki kelimeleri üflüyorsun adeta. müdehale etmek istiyorum sargılarına, canının yangısı geçsin diye çırpınıyorum, gözlerini açtığında karşında bulacağından korktuğun karanlığın yerinde ışık olmaya çalışıyorum. kendi karanlıklarımı sıyırıp karanlığına dalıyorum gözlerim kapalı. düşünmüyorum biliyor musun ne olacak neresinden çıkacağım diye. çıkamasam ne olacak ki. beni günden güne saçmalıklarının içine daha fazla çeken hayat bi' başka hayata girdiğimde beni salmasa ne olacak sanki. ölsem orada kalıp ne olacak. ne kalacak benden, bu kelime tümcelerinden geriye ne kalacak.?


sonra..


fa diyezden dem vuran orkestran mi minörden çalmaya başlayacak. hayat titreşimi olmayan mahseninde yine kendi kendine soruyor olacaksın 'ne olacak.?' diye. nereye kadar böyle gidecek sorusu sürekli azalmakta olan nöronlarını kemirip duracak. gelmeyecek mucizeyi bekleyip duracaksın çürüdüğünden bi' haber, kokunun değişti gerçeğiyle. bebek tenine benzer teninden yoğunlaşan kokun yavaş yavaş yerini bakteriyel sagılara bırakacak. içten içe içinde öleceksin yaşamına doyamadan..


sonra..


senden geriye ne kalacak. içinde yitip gidenlerden sonra kas katı bedeninden geriye ne kalacak. duyulmamana imkan vermeyecek derecede bağırdığını sanıp sessiz sedasız kalacaksın karanlıkta. seni terk eden ruhundan arta kalanlarla görünmekten korkup saklanacaksın hep karanlığa. gözlerine bakanın kendisini gördüğü gerçeğini dışlayıp karşına aldıklarının karanlıklar olduğunu göremez olmuşsun karanlıkla kaplanmış gözlerinin yansıdığı aynalarda..


sonra..


elim aya'nın sıcaklığında, anlamsızlıklar bütününe bi' anlam yükleyip sorumluluk almam yolunda adımlar attırmaya başladın bana..


peki ya sonra..?


*ölmeyecek kadar saf, yaşayacak kadar akıllıyım.

9 yorum:

^^w^^קรเк๏קคt^^w^^ dedi ki...

nereye kadar böyle gidecek sorusu sürekli azalmakta olan nöronlarını kemirip duracak.

bu aralar evet kemirip duruyor bu soru benim nöronlarımı :/

yine üşüdüm sonra terledim sonra yine üşüdüm.
sen nasıl bir yerde nasıl bir şekilde yazıyorsun bunları cnm?

asuahua dedi ki...

ah arrro ah..yaptın yine ortamı..seni çakaaal :))
buralar çok feci..atlayın gelin..bol oksijen kar havası..herşey sıfırın altında..nöronlarına varana kadar..kesin çözüm..cırrtt ayşe teyze :))

Arolium dedi ki...

bileğimde bi' jilet sabırsızlanmaktayken, hayatımın kalan kısmını eksiltip eksilen kısmından bohçama doldurduklarımla, giden bi' sevgilinin ardından bakarmışcasına yazıyorum..

peki ya sonra.?

Arolium dedi ki...

ahh aplacım ah.
çıkabilsem bulunduğum izbe köşeden neler yapabileceğimi biliyorsun oraya gelmek ne kelime..

CyNthia dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
CyNthia dedi ki...

belki...belkide yüreğim çürümeli.. yada farkındadır çürüdüğünün..:) okadar bihaber değildir çürüyen

Arolium dedi ki...

söylenmeyenler bilinemez..

Unknown dedi ki...

yara bere içide çıkıyorsun karşına... Nefes alabileceiğin sanarak sarılıyorsun.Ancak o sarılma daha bir boğuyor daha bir acı veriyor...

Nefes almak mı istiyoruz ne?

Arolium dedi ki...

noktayı koymuşsun jade.
nefes istiyoruz..