Sayfalar

30 Mart 2008

hazırlık

Bazen mutluluk, insanın sonunda ölümü bile 3 gün sonra duyulan bir kişinin ya da gökyüzündeki tek bir yıldızın yalnızlığı kadar büyük bir yalnızlığa iter. Çünkü ego ancak tam bir ümitsizlik noktasına gelince teslim olur. Bu teslimiyet acı vericidir. Çünkü kişi, kendini yutacak dipsiz bir uçuruma açılmış gibi hisseder. Bu ölüm gibi gelir. Ancak bu bir taraftan ölümdür diğer taraftan da o bir direniştir...

Aynanın karşısına geçmiş doğal güzelliğini örtbas etmeye çalışıyor yine bi’ kadın. Yüksek ökçeleri üzerine giydiği elbisesi annesinden kalmış, saçlarını da salmış annesine benzemek istercesine. Aslında örtbas etmeye çalıştığının mutsuzluğu olduğunu silememiş gözlerinden. Kapamaya çalışıyor elindeki sünger parçasıyla acılarla paramparça olmuş yüzünü. Her darbede açılan yarıklarını doldurmaya çalışıyor mutluluk tozuyla..

Gitmeye hazırlanıyor kadın..

Arada bi’ mutlu olmak istiyor, bazen kendini farklı hissediyor. Olmasını istedikleri üzerinde yoğunlaşmak için aşırı mutlu olup olmasını istediklerine kilitleniyor. Hakkında bi’ fikir sahibi olmadığı konuları mutlu düşünüp üzerlerine mutluluk yüklüyor. Pozitif veya negatif sonucunu bilmiyor ama yaşamsal mutluluk desteğine yasa dışı olarak ulaşıyor..

Yolcu önce bilinçaltının karanlıklarına dalar.
İç dünyamızın bu karanlığı; gerçek benliğimizin, tanrının şekilsizliğinin göz kamaştırdığı yerdir..!


*kelime oyunu..

4 yorum:

ayci dedi ki...

gidiyorum derse - geri gelir kadin!

deli mine dedi ki...

ne olursa olsun insna gülmek istiyor.. bazen daha çok istiyor.. insanlara bakarken ilk gözüne bakmali.. sonra da hep gözüne.. sonra sözüne.. bunlari birleştirince özü oluyor zaten.. özüne toz işlemiyor..

çok güzel yazmişsin aro..
dikkat edesin kendine emi acanım .. :)

Arolium dedi ki...

eyvallah güzelim..

Can dedi ki...

"gidiyorum gündüz gece"
yok ki yolun sonu, maksat yolculuk eğlenceli geçsin.