Sayfalar

10 Eylül 2007

venedik

O’nsuz binmek zorunda kaldığı gondol aşk şarkıları eşliğinde buluşacakları cafe’ye getirdi o’nu. Suya dokunmaya çalışan rengarenk çiçeklerle dolu balkona oturdu. En iyi buradan görülüyordu gondolların gelişi. Son köprü hemen önündeydi o köprünün altından geçen gondol’ u görmemesi mümkün değildi, hasretle yanan gözlerini köprünün altındaki sularda serinletmek istermişçesine beklemeye başladı..

O gelecekti bu gün..

Çantasından sigarasını çıkardı yavaş yavaş, gözleri köprü ile su arasındaki ışığın değişmesini beklemekte. Kahvesi gelmeden yakmadı sigarasını o kızıyordu içmesine zaten, gelmeden gelmeliydi kahvesi. Önünde kahvesi elinde tüten sakinleşme çabaları dindirmeye çalışmalıydı heyecanını..

Bi’an duraksadı..
Bu, aşk mıydı.?
Yoksa aşk, bu muydu..?


* konstantinapol 3 güneş 4 ay

9 yorum:

^^w^^קรเк๏קคt^^w^^ dedi ki...

hayal edilmesi ne kadar kolay bir sahne :)
suların serinliği bile hissediliyor.

skoer dedi ki...

o değil de bu sayfanın altında yer alan mini etekli kuluber kızlar ne iş?

Arolium dedi ki...

oda başka bi'yönümüz.
:)
bilirsin..

Fırat DEVECİ dedi ki...

Gondollar ve venedik, ufak bir köprü ve aşk...
Kendimi intihar edicem bak =)

GULTEINEN ENKELINI dedi ki...

"ask bu ve buna benzeyen her seydi" :)) hihihihi

Zehra dedi ki...

aşk bu olsa gerek :)

şiirler dedi ki...

başarılı bir resim.. okuyucu beyninde canlandırabildiği için daha samimi buluyor yazıyı...

bi'havalarbi'seyler dedi ki...

merdümgiriz'e katılıyorum, tasvirler çok iyi..

Kiralık Beyin// dedi ki...

venedik gondol'dur