O’nsuz binmek zorunda kaldığı gondol aşk şarkıları eşliğinde buluşacakları cafe’ye getirdi o’nu. Suya dokunmaya çalışan rengarenk çiçeklerle dolu balkona oturdu. En iyi buradan görülüyordu gondolların gelişi. Son köprü hemen önündeydi o köprünün altından geçen gondol’ u görmemesi mümkün değildi, hasretle yanan gözlerini köprünün altındaki sularda serinletmek istermişçesine beklemeye başladı..
O gelecekti bu gün..
Çantasından sigarasını çıkardı yavaş yavaş, gözleri köprü ile su arasındaki ışığın değişmesini beklemekte. Kahvesi gelmeden yakmadı sigarasını o kızıyordu içmesine zaten, gelmeden gelmeliydi kahvesi. Önünde kahvesi elinde tüten sakinleşme çabaları dindirmeye çalışmalıydı heyecanını..
Bi’an duraksadı..
Bu, aşk mıydı.?
Yoksa aşk, bu muydu..?
O gelecekti bu gün..
Çantasından sigarasını çıkardı yavaş yavaş, gözleri köprü ile su arasındaki ışığın değişmesini beklemekte. Kahvesi gelmeden yakmadı sigarasını o kızıyordu içmesine zaten, gelmeden gelmeliydi kahvesi. Önünde kahvesi elinde tüten sakinleşme çabaları dindirmeye çalışmalıydı heyecanını..
Bi’an duraksadı..
Bu, aşk mıydı.?
Yoksa aşk, bu muydu..?
* konstantinapol 3 güneş 4 ay
9 yorum:
hayal edilmesi ne kadar kolay bir sahne :)
suların serinliği bile hissediliyor.
o değil de bu sayfanın altında yer alan mini etekli kuluber kızlar ne iş?
oda başka bi'yönümüz.
:)
bilirsin..
Gondollar ve venedik, ufak bir köprü ve aşk...
Kendimi intihar edicem bak =)
"ask bu ve buna benzeyen her seydi" :)) hihihihi
aşk bu olsa gerek :)
başarılı bir resim.. okuyucu beyninde canlandırabildiği için daha samimi buluyor yazıyı...
merdümgiriz'e katılıyorum, tasvirler çok iyi..
venedik gondol'dur
Yorum Gönder